Kurban Bayramı’nda Çocuklarınızın Ruh Sağlığını Kurban Etmeyin!

Bayramlar birlik ve beraberliğin, ailesel bağların, toplumsal, kültürel ve dini değerlerin vurgulandığı manevi açıdan anlamlı günlerdir. Çocukların da bu günlerde bu seremoninin bir parçaları olmaları sosyal gelişimleri açısından elbette ki büyük önem taşır. Ancak Kurban Bayramı söz konusu olduğunda bayramın coşkusunu yaşatmanın yanında çocuklar açısından hassas olunması gereken çok önemli bir durum ortaya çıkar: “kurban kesmek”. Genelde bu konuda nasıl bir yol izlenmesi gerektiği ile ilgili ebeveynlerin zorlandıklarını görürüz. Aslında pek de haksız sayılmazlar…

Küçük yaştaki çocuklara verebileceğimiz en büyük zarar onları anlamlandıramayacakları bilgi ve durumlarla karşı karşıya bırakmaktır. Anlamlandırılamayan deneyimler ruh sağlığını bozan en büyük etkenlerdir. Psikoterapi çalışmalarında da aslında yapılan budur; anlamlandırılamayanı bir uzman yardımı ile anlamlı hale getirebilmek ve böylece “iyi”leşmeyi sağlamak. Kurban Bayramı’nın gündemini oluşturan din, Allah, ölüm, kurban gibi kavramlar “soyut”tur ve küçük bir çocuk tarafından anlamlandırılmaları mümkün olmayan kavramlardır.

Okul öncesi dönemde çocukların kendilerine has bir düşünce ve akıl yürütme şekilleri vardır. Yine aynı dönemde, olayların yalnızca bir yönüne odaklanma özellikleri vardır. Bir hayvanın kesilmesini, öldürülmesini ve ortadan kaybolmasını onlara bu dönemde açıklamak zordur. Okul çağının başından 11 yaşına kadar olan dönemde ise çocuklar “somut” düşünce şekillerine sahiptir ve anlamaları, muhakemeleri sadece gördükleri üzerindendir. Deneyimlerin soyut ve manevi yönleri üzerine düşünme becerileri henüz gelişmemiştir.

Tüm bu sebeplerle özellikle 11 yaşından küçük çocukların yanında “kurban kesmek” üzerine konuşmaktan kaçınılmalıdır. Aksi takdirde anlayamayacakları, değerlendiremeyecekleri ve aynı zamanda büyük ihtimalle korkacakları bir durumla baş başa kalırlar. Aynı zamanda ebeveynlerine öfkelenebilirler. Beraberinde ölümle ilgili korku ve kaygıları artabilir, çeşitli korkular geliştirebilirler, uyku ve iştahlarında bozulmalar ile ebeveynlerine yapışma gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenlerle, ebeveynler daha çok bayramların sosyal fonksiyonları, birlik ve beraberlik duygularını pekiştirme yönleri üzerinde durmalıdırlar. Bir şekilde tüm korumalara rağmen çocuk yine de haberdar olduysa açıklama yaparken “kesmek, kan, vb.” korkutucu ifadelerden kaçınmalıdırlar. Böyle zamanlarda imkanı olmayanlara yardım etme konusu üzerine vurguyu yaparak, detaya girmeden kısa bir açıklama yapmak yeterli olacaktır. Ancak yine de kabus görme, huzursuzluk, içe kapanma ya da saldırgan davranışlar, uyku ve iştahta bozulma gibi şikayetlerle karşılaşılırsa mutlaka bir uzmana başvurmak gereklidir.